Bizans, İlhanlı ve Türkmen Beylikleri, Bursa için tehlikeli bir ittifak kurar.
Orhan Bey, bu birliği bozmanın tek yolunun sulhtan geçtiğini savunurken; Şahinşah, Osman Bey’in hastalığını fırsat bilip vakit kaybetmeden saldırılması gerektiğini düşünür.

Toyda farklı cephelerden yükselen savaş sesleri karşısında öfkelenen Orhan Bey, “Hepiniz hatada birlik olmuşsunuz!” diyerek masaya yumruğunu vurur. “El mi yaman, bey mi yaman?” diyerek son sözünü söyleyen Orhan Bey, toyun kararına rağmen nasıl bir yol izleyecektir?

Gerilim yalnız beyler arasında değil, hatunlar arasında da büyür.
Malhun Hatun, evlatları arasında bir ikilik doğmasından endişe ederken; Didar Hatun’un sözleri, Gonca ve Nilüfer’le olan dengeleri sarsar.
Didar Hatun, Gonca’ya Malhun Hatun’un beyliğin başına Orhan’ı getirmek istediğini söyler. Ancak Gonca, beyliğin Alaeddin’in hakkı olduğuna inanır. Bu fikir ayrılığı onları hangi yola sürükleyecektir?

Öte yandan düşman cephesinde Temurtaş, Saroz ve Flavius güç birliği yaparak Kayı obasına darbe üstüne darbe indirmek ister. Planları, İnegöl’den dönen kervan üzerinedir…
Ancak bu kervanın başında Osman Bey’in kızı Fatma Hatun vardır!

Kardeşinin ve babasının intikam ateşiyle yanan Flavius, Orhan’ın kardeşini canlı ister.
Fatma Hatun, Flavius’un eline mi geçecektir?
Kendi bildiği yoldan asla şaşmayan Orhan Bey, bu kez Flavius’la yüz yüze gelir.
Ama onun karşısına çıkmasının asıl sebebi nedir?
Kılıçların çarpıştığı bu yüzleşmede Orhan Bey emeline ulaşabilecek midir?