Altı kardeşin hayata tutunma mücadelesini konu alan bu etkileyici hikâye, izleyiciyi hem derinden sarsacak hem de umutla dolduracak. Anne babalarını bir gece içinde ansızın kaybeden Azize, Cemo, Zeliha, Fidan, Samet ve Balım, yaşadıkları tüm felaketlere rağmen birbirlerinden kopmamaya çalışır. Onların tek dayanağı ise anne ve babalarının geride bıraktığı sevgi ve öğütlerdir.

Hikâyenin kökleri İstanbul’dan çok uzakta, Mardin’in küçük bir köyünde başlar. Bala ve Rıfat’ın imkânsız aşkı, büyük bir trajedinin de başlangıcıdır. Bala’ya takıntılı bir şekilde âşık olan Yavuz’un zulmünden kaçan Bala ve Rıfat, yeni bir hayat kurmak için gözlerden uzak bir ormana sığınır. Burada sıfırdan inşa ettikleri kulübede umutla ve sevgiyle altı çocuk yetiştirirler. Ancak Yavuz’un intikam hırsı, bu masal gibi hayatı bir anda yerle bir eder.

Anne ve babalarını kaybettikten sonra kardeşlerin en büyüğü Azize, küçükleri için anne-baba rolünü üstlenmek zorunda kalır. Çaresizce ormandan ayrılan çocuklar, babalarının tek güvendiği insan olan Aslan amcalarına ulaşmak için İstanbul’un yolunu tutar. Ancak onlar için yabancı ve tehlikelerle dolu bu şehir, hayatta kalmaları gereken en büyük sınav olacaktır.